5 Aralık 2008 Cuma

Arkadaşım olur musun, arkadaşım kalır mısın?



Kaç gündür doğru düzgün yazamıyorum. Elim gitmiyor, kendimi öylesine güçsüz hissediyorum ki... narziss ilk yazısında "Çünkü mutsuz insanlar yazar" demişti. Çok hoşuma gitmişti o zamanlar. Doğruydu. Ama şu son günlerde, bazen insanın mutsuzluğunun yaz-a-ma-y-acak kadar çoğalabildiğini farkettim.


İçimde beş delik var şu an. Beşi de ruhumu ayrı kanatan beş delik. Beş 'can' tarafından açılmış, ve canların umursamadığı beş delik.


Bir kaç gün önce okulda bir kız intihar etti, ilaç içmiş. Bir alt dönemimden. Okulun müzik grubu çalışmaları sebebiyle az buçuk tanışıyoruz geçen seneden. İlk gördüğümde kızın nasıl biri olduğunu anlamıştım. İnsanda garip duygular ama aynı zamanda merhamet uyandıran biri. Öyle çok belli oluyor ki tutunacak bir dal aradığı. Arkadaşı yoktu, dalı yoktu. Pek kimse sevmezdi. O yüzden belki de iyi davranmaya çalışırdı çevresindekilere. Sevilmeyi isterdi belki de. Belki de elimde gitarımla müzik hocasını beklerken yalnızca bir iki kelimelik muhabbetimiz olmasına rağmen "istersen gitarını ben taşıyayım" diye sorması bundandı. Belki dal olmamı istemişti kendisine, belki de sadece iyi günündeydi ve bir iyilik yapmak istemişti. Arada sırada ağlardı müzik çalışmalarının ortasında ya da herhangi bir gün tuvalette. Nedenini sorduğumda açıklayamazdı, "bilmiyorum nasıl desem, kötü oldum..." gibi belirsiz cümleler kurardı. Onun döneminden iki kıza sordum neden böyle diye. Biri, "o hep öyle, ağlar ikide bir" dedi. Diğeriyse daha acımasızdı, "deli o, deli" dedi. Daha sonra bu kız iki kızla takılmaya başladı. Ama yama gibiydi yanlarında. Sırf arkadaşı olsun diye onlarla takılıyormuş gibiydi. Geri planda kalırdı, peşlerinden giderdi. Sonra bu sene o iki kızdan grubun lideri gibi olan kız okuldan ayrılınca bu üç kişilik grup da dağıldı. Kız yine yalnız kaldı.

Ve birkaç gün önce de intihar etti okulda. Neden, diye sordum. Derdi neydi sanki? "Hiç arkadaşı olmadığı içinmiş." dediler. Evet, yoktu. Yalnızdı. Üzülmüştüm onun için. Zor olduğunu da kabul ediyordum; ama yine de abarttığını düşünüyordum. Çevremde o kadar çok dostum olunca, 'can'ım olunca onu anlayamamıştım belki de. Aynı yemeği, aynı yatağı paylaştığım, derdiyle dertlendiğim dostlarım vardı. Onun yapayalnız halini ne kadar anlayabilirdim ki?!...


Ancak dünya tepetaklak olabilir ve dostlar sırt çevirebilir. Sizi görmemek için yüzlerini bile çevirebilirler. Hatta sanki siz vebalıymışsınız gibi sizden kaçabilir, yemekhanede sizden uzak sandalyelere oturmak için büyük çabalar sarfedebilirler. Ve bunlar bir zamanlar paylaşmadığınız hiçbir şeyin kalmadığı kişiler olabilir. Hatta bir değil, beş kişi bile olabilir bu kişiler. Delik açabilirler ruhunuzda. Kanatabilirler sizi, ağlatabildikleri gibi. Yalnız ikisini de görmezler. Umursamazlar. I'was kişisiyle tek başınıza kalabilirsiniz bir anda. Siz her anınızı onları düşünerek geçirirken, nasıl böyle yapabildiklerini düşünürek geçirirken onlar gülüp eğlenebilir. Hayatlarında Amélie'nin olup olmamasının hiç de bir önemi yokmuş gibi davranabilirler. I'was ve Amélie'nin... Hayatları dengesini yitirebilir I'was ve Amélie'nin. Mesela I'was yurtta akşam yemeğini yemek için yemekhaneye inmeyebilir sırf kimse yüzümü görmek dahi istemiyor diye. Dallar kırılmıştır. Kahrolursunuz bir can nasıl can yakabilir diye, nasıl böylesine delik açabilir diye... Ve ilginci siz tek bir bile şey söylemeden yapabilirler tüm bunları.


İşte bu gibi şeyler olduğunda anlayabilirsiniz bir kızın hiç arkadaşı olmadığı içi neden intihara teşebbüs ettiğini. Hem onun I'was'ı bile yoktur. Kimsesi yoktur. Ne kadar zor olduğunu daha iyi anlarsınız o zaman. Zordur yalnızlık, arkadaşsızlık. Daha da zordur arkadaşların yerini deliklerin alması...

6 yorum:

Unknown dedi ki...

Öyle çok duygulandırdı ki bu post beni.. Henüz intihara teşebbüs etmedim ama edebilirim de yapayalnız kalınca.. Arkadaşın ne demek olduğunu, tutunacak dalı olmayanlar anlar.. Ama en kötüsü de "dostum" dediğin insanın seni yüz üstü bırakıp gitmesidir ki en koyan da bu olur..
Etrafında kimse yoktur derdini mutluluğunu paylaşabileceğin.. Kikirdeyip dedikodu yapabileceğin..
Pff.. İçim acıdı be.. Öyle içten hissettim ki o kızın duygularını..
Olmayınca da olmuyor işte..

Ay BU KIZ dedi ki...

içim cızz etti..
bir insanı kaybetmenin, daha doğrusu bir dostu kaybetmenin verdiği acıyı senin güzel deyiminle "oluşturduğu deliğin", insanın yüzüne boşluk kavramını nasıl çarptığını çok çok iyi biliorum canım..
içim cızz etti..
o cızz bir delik açtı sanki yine..

Camilla dedi ki...

blogcana depresyondayız.

berraque dedi ki...

cok iyi anlıyorun seni ya , bende daha yeni oyle bişey yasadım ve haala boyle suzuluyorum etkisi ustumde .
kimsesiz yapamam demiyceksin ama diyemiyorsun .

Amélie Poulain dedi ki...

Evet Camilla bu aralar bloglarda bir melankoli havası esiyor nedense...

Ve Piltik'anım, Aerodinamik, berraque; teşekkür ederim yorumlarınız için.

. dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.