6 Ocak 2009 Salı

Küstüler kitaplarım bana...


Kitap okumayı gerçekten çok severim ben, küçüklüğümden beri. Liseye kadar doğru dürüst hiç arkadaşım olmadı benim. Evet, oldukça klişe; ama ben hep kitaplarla arkadaştım. Okula gitmeden okumayı öğrendiğimden, aynı ölçüde kitap okuma düzeyim de yaşıtlarımdan biraz ileride oldu. Mesela 2. sınıfta millet 'Ayşegül balkondan kendini atıyor', 'Ayşegül mallıkta sınır tanımıyor' gibi isimlere sahip Ayşegül serisini okurken; ben V. C. Andrews'in Çatı'sını okuyordum.

Arkadaş denen kavramla pek tanışık olmadığımdan yeni bir dünya tanımak, o dünyada yaşamak, kahramanları kendimle özdeşleştirmek bana inanılmaz cazip geliyordu. Saatlerce okurdum, ailemin kızmasına yol açacak derecede. Ve bu hep böyle devam etti... Yani şu son bir kaç aya kadar.

Bir şeyler oldu bana. Deli gibi okumak istediğim halde okuyamıyorum. Büyük bir heyecan ve merakla aldığım ve şu an elimi uzatsam dokunabileceğim kitapları okumuyorum, hala daha içlerinde ne sakladıklarını merak etmeme rağmen. Bir kitaba başlıyorum, kitabın güzel bir kitap olduğunu farkettiğim halde bir şekilde okuyamıyorum. Sonra bir kitap daha, bir kitap daha, daha ve daha... Hayatım boyunca yarım bıraktığım kitap sayısı iki elin parmaklarını geçmezken, bu sene (okul başladığından beri) başladığım kitabı tamamlamak benim için olağanüstü bir şey oldu. Arada vicdanımı susturmak için "vaktim yok ne yapayım, yoksa ohooo" diyorum; ama biliyorum ki saatlerce bilgisayar karşısında embesilce vakit geçirmek veya aslında izlemediğim televizyona boş gözlerle bakmak yerine kitap okuyabilirim. Ama yapamıyorum...

Ne oldu ki sanki? Her zaman yapmaktan en çok keyif aldığım şey, okumak, ne zaman kendimi zorlasam da yapamadığım bir şey oldu? Geceleri uykusuz kalmayı yeğleyerek, günde birkaç saatçik uykuyla dolaşmaktan yüksünmeyerek, annem kontrol etmeye geldiğinde kitabı yorganın altına saklayıp uyuyormuş numarası yaparak gece lambasının loş ışığında okuduğum kitapları; nasıl oldu da uzun, boş saatlerde okuyamaz oldum? Küstüler mi yoksa temelli, kendilerini açmak istemiyorlar mı bu yüzden?

Küstüyseniz, ne olur gelin barışalım. Kokunuzu çok severim ben sizin, uzun uzun koklayayım yine sizi. Hem yalnız da hissetmem kendimi, girmeme izin verirseniz dünyanıza. Ben açsam kapağınızı, siz de açar mısınız kapınızı bana?

7 yorum:

Camilla dedi ki...

aynen tatlm bnm de cok az arkadasım oldu.. su zaman oldu hala öyle, arkadas değil tanıdık diorum artık insanlara. kitaplarım olsun, okuyim, cewirim, müziğim lsun, yeter.

babegazelle dedi ki...

ben de sen gibi insanlara kızıp kitaplara sığınan modeldim ama aynı ruh hali bu aralar bende de var elimdeki kitap da ilginç ama bi türlü oturamıorum başına havalardandır geçer bence:D

Onur dedi ki...

Bende de biraz benzeri ama tam aynı olmayan bir durum söz konusu. Ara ara 3 farklı şey konusunda krize giriyorum.
1. bilgisayar oyunları
2. kitap
3. müzik

bir dönem geliyor müziğer sarıyorum, sonra ondan bayılıp oyuna, oradan kitaba, sonra yine müziğe... böyle devam ediyor, geçer bence senin bu durumda.

Ayrıca kitapları koklayan başka insanlar olduğunu duymak da güzel :D çevremdekiler bana manyak muamelesi yapıyorlarda bu yüzden.

BD dedi ki...

ben de bir ara ayda 9 kilo kitap bitirmek suretiyle beynimi yemiştim. ama zevk alıyordum. şimdiyse aynen senin gibi okumak istediğim halde okuyamıyorum. ama bence uzun sürmez, biraz bekleyip özlemek lazım.

Amélie Poulain dedi ki...

Camilla: Dimi, bence de.(=

Babegazelle: Umarım havalardandır da tez zamanda geçer...

Forsaken: Benim için de üç şey önemlidir; müzik, film, kitap. Onlarsız yapılmaz... Bir de kitap koklama meselesine gelince; kitaplar mutlaka koklanmalı. Benim bir kitabı elime aldığımda yaptığım ilk şeylerden biridir koklamak. Zevk alıyorum bundan.(=

Kontes: 9 kilo ha?=O Maaşallah. Daha da ilginci bunları tartma gereksinimi duyman. =D
Galiba senin de dediğin gibi özlemek lazım kontes, ya da gazelle'in dediği gibi havalardan... Ve farkettim de yalnız değilmişim bu hissiyat içinde. Bu bir teselli en azından.(=

siminya dedi ki...

Ayşegül mallıkta sınır tanımıyor :)) Şu an herkes bu durumda değilse ağzıma tükür.
Bilgisayar kölesi olduk kitapları yarım kalmış aşklar olarak gömdük maziye :( Düzelmeliyiz ama ama ama

Ay BU KIZ dedi ki...

Çatı!!!
kuzenim benden 6 yaş büyük.. ben 2.sınıfta ayşegül damdan atlarken serilerini büyük bir iştahla okurken, o da bu çatı yı okuyup okuyup bana öyle bi anlatırdı kii.. geceleri uyuyamazdım.. şimdi görünce bi kötü oldum ...
ürperdimm.. :)