17 Nisan 2009 Cuma

Bilgi Yarışması


Şimdi ben hani sanki çok bi' b.k yapıyormuşum gibi "oo beybi, çok işim var ya; bildiğin gibi değil..." triplerine girmiştim ya işte şimdi burdan 70 milyona açıklıyorum durumu. Evet, sizin de bilmeye hakkınız var...

Neyse olayı mal gibi dramatize etmeyeyim. Mesele şuydu. Şimdi il geneli liselerarası bilgi yarışması varmış. Okulda bu işle ilgilenen geçen seneki müdür yardımcımız da takıma beni ve aynı zamanda eski sınıf arkadaşım olan 3 kişiyi seçmiş. Tabii mesele sadece bizi değil tüm okulu ilgilendirince, yarışma dahilindeki konular da 9. sınıftan 11. sınıfın ikinci dönemine kadar olan müfredat konuları (edebiyat, matematik, coğrafya, tarih, fizik, kimya, biyoloji, din, felsefe) ve buna ek olarak kapsamına her şeyin girebileceği genel kültür olunca (yani dünya, dünyalar, gezegenler, galaksiler kadar konu filan demek), biz de sadece 3 kişi olunca (çünkü 4. kişi yedek ve sadece birimize bir şey olursa yarışabilecek) ve eski konuları baya baya unutunca; bayaaaa bi' çalışmamız gerekti.

Hatta okuldan izin istedik neredeyse hiçbir derse girmedik, kütüphanede kamp kurduk filan. Aslında öyle çok da çalışmadık. İzin almamızın amacı derslere girmemekti. Genelde gırgırla şamatayla geçti. Çalıştığımız anlarda da çoğunlukla kütüphanedeki bilgisayarlardan internetteki bilgi yarışmalarını oynadık. Hem eğlenceliydi, hem de dünya kadar şey saçma salak şey öğrendik. Gerektiğinde notlar filan aldık, hoştu yani. Niye hoş olmasın ki, derse girmedik lan bir kere... Neyse işte tabii okulda çok konu çalışamayınca benim çalışmalarım hep eve sarkıyordu. Bir de bilgi yarışması olduğundan en küçük ayrıntılar bile çıkabilir diye hiçbir yeri atlayamıyordum. O yüzden kitabı didik didik çalışmak zorundaydım. Hatta bir ara dersane hocasından aldığım KPSS kitabındaki testleri filan da çözdüm. Tam bilgi yarışması tarzı filan diye (yoruma değil, bilgiye dayalı soru)... Lisede KPSS kitabı çözen ilk salak olarak tarihe de geçebilirim, onu farkettim bak...

Neyse işte, sonuç olarak bünyem çalışmaya alışık filan olmadığından yoruluyordum, sıkılıyordum, normal insanın 1 saatte çalışacağını oyalana oyalana 3 saatte çalışıyordum (bunda not çıkarmamın da etkisi olabilir tabii). O yüzden de diğer şeylere pek vakit kalmıyordu -ki bu diğer şeylere blog da dahil.

Tabii bu işin bahane boyutu. Bir de isteksizlik vardı. Böyle çok şey anlatmak istiyorum; ama hiçbir şey yazmak içimden gelmiyor, üşeniyorum filan. Hatta bu yazıyı ta çarşamba yazacaktım; ama çok zor geldi. Bugün de yazana kadar kaç kez niyet ettim, kaç kez vazgeçtim filan...

Neyse konu bilgi yarışmasıydı dimi, evet. Sonuç olarak çarşamba günü olan yarışmada, ilk aşamayı birincilikle geçtik. Şimdi önümüzde eğer devam edebilirsek ilki 4 mayısta olmak üzere 2 aşama daha var. Biz şimdiden derslerden çıkmaya başladık bile. Tabii her şey okulumuzu başarıyla temsil edebilmek için. Yoksa bunda bizim zerre kadar derse girmek istemememizin etkisi yok, cidden...

Hiç yorum yok: