23 Temmuz 2010 Cuma

"İlişkilerde arkadaşların yeri" konulu sıkıcı yazı.


Bir kızla arkadaş olmaya çalışmanın kötü yanı kendine bir erkek arkadaş yaptığında ilgi manyaklığından ve dünyasının %98.5'unu ona ayırdığından sizi anında unutmasıdır, bir erkekle arkadaş olmaya çalışmanın kötü yanıysa kendine bir kız arkadaş yaptığında -çoğunlukla kızın isteğiyle- sizinle olan arkadaşlığını bitirmesidir. Gerçi çoğu zaman bu bitirmek değil de askıya almak oluyor, kızdan ayrılana kadar. Sonra eşeklik ettim, arkadaşlarımın kıymetini bilemedim evresi geliyor -ki bu olay hem erkeklerde geçerlidir hem de kızlarda (tecrübeyle sabit).

***

Neyse ben dün gayet de kırıcı şekliyle bunlardan birini yaşadım. Kız arkadaşı olan (erkek) arkadaşın sms yoluyla terki:

"Fark etmişsindir herhalde bugün, benim bir süredir olan ciddi bir ilişkim var. Ve açıkçası her konuda da üzerine titriyorum. Çünkü gerçekten her şey yolunda ve güzel gidiyor. Bundan dolayı da asla onu üzmek istemiyorum. Bu yüzden bir daha konuşamayız herhalde. Ki açıkçası ben de ona hak veriyorum. Ben de istemezdim... vs vs."

Beni burada üzen nokta şu ki bu arkadaşın büyük ve zor değişimler geçirdiği ve kendini yalnız hissettiğini düşündüğüm zamanlarda ona elimden geldiğince destek olmaya çalıştım karşılık beklemeden ve açıkçası çok da görmeden. Ama şimdi o beni 3 sms uzunluğunda bir mesajla hayatından çıkardı ve hepsi o kadar. Ne bir özür ne de bir teşekkür, hiçbir şey! Ve bu da oldukça kırıcıydı. İnsan bunu yapmak zorundaysa bile daha kibar, daha düşünceli bir şekilde yapmalı. Böyle olursa belki karşıdaki kendini işi bitince buruşturulup çöpe atılan karalama kağıdı gibi hissetmez. Belki.

Ve ufak bir nokta daha var -ki aslında önemsemiyorum bunu. Bu mesajı ilk okuduğumda 'acaba ona karşı başka şeyler hissettiğimi mi düşünüyor, o yüzden mi arkadaşlığımızı noktalamaya karar verdi?' diye düşündüm; ama sonra hem biraz paranoyakça davrandığımı kabul ettim hem de o tarz fikirleri varsa bile bu saatten sonra bunları düzeltmekle ilgilenmediğimi fark ettim. Çünkü hiçbir yararı yok. Yani onca şeyi görmezden gelip her şeyi bitirmek isteyen biri bunu kız arkadaşının isteğine uyduğu için yapsa ne fark eder, benim ondan hoşlandığım gibi saçma bir fikre kapılarak yapsa ne fark eder? Bana ver(me)diği önemi olayı bitiriş şekliyle göstermiş olan birinin hakkımdaki düşüncelerinin doğru ya da yanlış olması önemli değil. Bu konuda eğer öyle düşünüyorsa davranışlarımın insanlar tarafından yanlış yorumlanıyor olmasının ötesinde hiçbir şey için rahatsız olmam.
Uzatmamam, üzülmemem için kendime yeterince telkinde bulunmuyor filan değilim ama yine de sanırım bir süre daha bunu düşünmeye devam edeceğim. Aslında bu durumu genel olarak hazmetmesi zor. Yani (erkek ya da kız fark etmez) arkadaşlarınızın bir sevgili bulduklarında size bu kadar kolay sırt çevirebilmelerini. Artık bu durum o kadar çok oldu ki gerçek anlamda patlama noktasındayım. I'was uzun soluklu ilişkisi sırasında erkek arkadaşı dışında kimseyi göremiyorken sonunda ondan kurtulduğunda ilk koştuğu kişilerden biri olmak bana kendimi değerli filan hissettirmiyor işin doğrusu. Daha çok "aklına şimdi mi geldim?" sorusunu soramamanın karın ağrısı gibi bir şey. Ya da Nurkaya one-stand-night'tan sadece biraz daha uzun ilişkilerini yaşamaktayken bana hayatındaki fazlalıktan daha fazlası değilmiş gibi davrandığı halde bu ilişkiler kötü sonuçlandığında gelip ağlaması, kendinin ne kadar acınası ve zavallı bir halde olduğunu göstermeye çalışması, o kişiye günlerce küfretmesi gibi şeyler de aslında beni ne üzüyor ne de artık ona karşı kalmamış olan merhametimi harekete geçiriyor. Çünkü artık onun ilişkilerini umursamıyorum. Bana sadece ihtiyacı olduğunda koşup ilişkileri yolundayken benimle konuşmayı bile gereksiz bulan bir insana karşı aldatıldı diye her seferinde merhamet gösteremem, evet.

Ve aslında örnekler buraya yazmayı sıkıcı bulacağım kadar fazla. Gerçekten sıkıldım. Her sevgili bulduğunuzda sırt çevirip, işler yolunda gitmediğinde koşup "bana destek ol" diyebileceğiniz kişi değilim ben, aslında doğru sözcük arkadaş olacak. Lütfen yanlış kişilere haddinden fazla değer vermediğimi gösterin bir kez. Aptal gibi hissettirmeyin. Yalnız hissettirmeyin. Bunu sizin yüzünüze söylemek yerine hiçbirinizin okumayacağı bir yere yazacak kadar salak olmayayım bir kez de.

4 yorum:

.ruhöküzü dedi ki...

Konumuzla alakası yok ama 2 senedir 18 yaşındasın sen. Neye borçlusun bu gençliğini?

Amélie Poulain dedi ki...

Öyle miyim? Aslında ben sadece yarım senedir 18 yaşındayım. 92'liyim yani. Nasıl böyle bir düşünceye kapıldığını anlayamadım?

mosquito dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
bokabatmasesi dedi ki...

seni suan benden iyi anlayan kimse olamaz heralde.nankör insanlar.