14 Ekim 2010 Perşembe

Ki ben bu yüzden hanımhanımcıkevkızı değilim.


İlk -gerçek (yani makarna filan değil)- yemek deneyimimi bugün türlü ve pirinç pilavıyla gerçekleştirdim; ama sonuçlar pek iç açıcı değil. Pilav lapa oldu, türlünün de patlıcanları parçalanıp yemeğin muhtelif yerlerine homojen olarak dağıldı sanırım. En azından pişerken öyle görünüyorlardı. Umarım yerken insanlar yüzünü fazla buruşturmaz ya da ne bileyim en azından birkaç kaşık yemek için zorlarlar kendilerini.

Aslında bence en güzel yemek makarna. Cidden.

2 yorum:

stickman dedi ki...

Tadına bakmadan bir şey diyemeyeceğim tabi ama iddialı bir giriş olmuş seninkisi. Zor yemeklerle başlamışın. Ne bileyim şöyle bi mercimek çorbası, kuru fasülye filan daha kolaydır herhalde. Gerçi belli bir tarifi yok mu bunların? O tarife uyunca bütün yemeklerin hemen hemen aynı olması lazım. Ama değil demi? Çok garip bir dünya şu yemek dünyası. Yine de eline sağlık. Hemen pes etme bence.

Amélie Poulain dedi ki...

Stickman: Sen yine umutlandırıcısın be Stickman. Annem "ohooo türlü çok kolay zaten yeeaa" tavrındaydı, yıkıldım. Gerçi her ne kadar pilav biraz lapa gibi olduysa da türlü gayet iyiydi. Başlangıç için yeterli bence, zaten büyük hedeflerim yoktu benim. Valla yoktu bak. :) Teşekkürler bu arada. Pes etmedim tavuk-mantar sote yaptım. Çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı. :)