
Bizim edebiyatçıdan not almak çok zordur. Çünkü gerçekten emek verirsen, çaba gösterirsen not verir. Sözlüden 80-90 alabilmek için atmadığımız takla kalmaz. Neyse hoca kendince bize bir jest yapmak istedi. İkinci sözlüyü 25 soruluk bir test (50 puan) ve belirlediği 3 şiirin (50 puan) ezberi sonucunda bayram dönüşünde vereceğini söyledi.
Bense hala Sessiz Gemi, Kaldırımlar ve Otuz Beş Yaş Şiiri'nden birini bile ezberlemedim. Aslında Sessiz Gemi ve Otuz Beş Yaş Şiiri'ni ezbere biliyorum, yani biliyordum. Ama uzunca bir süredir ezberimi kontrol etmediğimden unuttum bazı kısımlarını. Bir kaç defa baksam hatırlarım heralde. Kaldırımlar'ı ise hiç bilmiyorum. Onu oturup adam gibi ezberlemem gerekiyor.
Heralde hala hiçbir girişimde bulunmamam ben farkında olmasam da vicdanımı rahatsız ediyor. Hatta bilinçaltıma bile işlemiş. Bütün gece rüyamda bunlarla uğraştım. Ben hiçbir şiiri ezberlememişim. O şekilde okula gitmişim. Edebiyat da 6. dersmiş. Ben içimden "zaten iki tanesini biliyorum, ötekini de ezberlerim o zamana kadar" diyorum. Ama ne Kaldırımlar'ı ezberleyebiliyorum, ne de biliyorum dediğim şiirleri okuyabiliyorum. Böylece 6. ders geliyor, benim 50 puanım hayal oluyor filan. Berbattı gerçekten. Ara ara "yok yaa bu rüya, aslında gerçek değil" filan diyorum. Rüya olduğunun da farkındayım yani. Ama yok olaylar öyle gelişiyor ki "acaba rüya değil mi ki lan?" diye şüpheye düşüyorum.
Tamam ezberleyeceğim, bu kadar pisikolocik baskı yapmayın be hocam! Ohoo hem daha kaç gün var...
Bir No(k)t(a): Sabah elimi yaktım hala acıyor yaa. Salaklık ben de... Sıcak tencereye öküz gibi yapışırsan öyle olur tabii. Ah anne ah, ne diye gittin sanki. Her iş bana kaldı.
Bir de nedense annem evde yokken, gizli kapaklı bir iş çeviriyormuşum gibi bir suçluluk hissediyorum hep. Tuvalete bile gitsem yaptığım yanlışmış gibi geliyor. Paranoyak bir manyak olup çıkacağım en sonunda.
Bense hala Sessiz Gemi, Kaldırımlar ve Otuz Beş Yaş Şiiri'nden birini bile ezberlemedim. Aslında Sessiz Gemi ve Otuz Beş Yaş Şiiri'ni ezbere biliyorum, yani biliyordum. Ama uzunca bir süredir ezberimi kontrol etmediğimden unuttum bazı kısımlarını. Bir kaç defa baksam hatırlarım heralde. Kaldırımlar'ı ise hiç bilmiyorum. Onu oturup adam gibi ezberlemem gerekiyor.
Heralde hala hiçbir girişimde bulunmamam ben farkında olmasam da vicdanımı rahatsız ediyor. Hatta bilinçaltıma bile işlemiş. Bütün gece rüyamda bunlarla uğraştım. Ben hiçbir şiiri ezberlememişim. O şekilde okula gitmişim. Edebiyat da 6. dersmiş. Ben içimden "zaten iki tanesini biliyorum, ötekini de ezberlerim o zamana kadar" diyorum. Ama ne Kaldırımlar'ı ezberleyebiliyorum, ne de biliyorum dediğim şiirleri okuyabiliyorum. Böylece 6. ders geliyor, benim 50 puanım hayal oluyor filan. Berbattı gerçekten. Ara ara "yok yaa bu rüya, aslında gerçek değil" filan diyorum. Rüya olduğunun da farkındayım yani. Ama yok olaylar öyle gelişiyor ki "acaba rüya değil mi ki lan?" diye şüpheye düşüyorum.
Tamam ezberleyeceğim, bu kadar pisikolocik baskı yapmayın be hocam! Ohoo hem daha kaç gün var...
Bir No(k)t(a): Sabah elimi yaktım hala acıyor yaa. Salaklık ben de... Sıcak tencereye öküz gibi yapışırsan öyle olur tabii. Ah anne ah, ne diye gittin sanki. Her iş bana kaldı.
Bir de nedense annem evde yokken, gizli kapaklı bir iş çeviriyormuşum gibi bir suçluluk hissediyorum hep. Tuvalete bile gitsem yaptığım yanlışmış gibi geliyor. Paranoyak bir manyak olup çıkacağım en sonunda.