19 Aralık 2011 Pazartesi

aforizmalı başlık.


Şu an aklıma iki tırnak arasına alabileceğim bir alıntı gelmiyor; ama mutlaka tarihin bir devrinde birileri düşünmemeye çalıştığın şeyin beynini oymaya çalışırcasına orada yer etmesiyle alakalı bir şeyler söylemiştir. Bundan eminim.

Daha geçen yazımda bilinçaltıma küfrederken olmasını hiç ama hiç istemediğim şeyden, O'ndan hoşlanma ihtimalimden bahsetmiştim. Olmasını istemiyorum çünkü düpedüz korkuyorum, korkuyorum çünkü acı çekmek istemiyorum. "Acı çekmek ruhun fiyakasıdır" gibi beylik laflar etmek istemiyorum çünkü ben. Bir acı çekeceksem de bu acıyı "aşk acısı" adı altında yaşamak istemiyorum. I love realism'in en ateşli savunucusu, rahatsız edici derecede mantık aşığı olan ben gideceğim ve yerine 19 yıldır aşina olmadığım bambaşka biri gelecek. Çok korkunç!

Her ne kadar inkar etsem de bu dünyada en çok güvendiğim ve yanındayken en doğal halimle davranabildiğim Sü. akademik becerilerinin de etkisiyle (evet psikoloji okuyor) bana sonunda O'ndan hoşlandığımı önce kendime sonra da kendine itiraf ettirtmeyi başardı. Ve evet, sanırım ondan hoşlanıyorum; çünkü sürekli onu düşünüyorum. Sürekli onu düşünüyorum; çünkü sürekli onu düşünmemeye çalışıyorum. İronik ama gerçek, ben onu düşünmemeye ve unutmaya çalıştıkça, bu çaba zihnimi daha da bulandırıyor. Olması gerekeni biliyorum. Hiç böyle anlamsız çabalara girmeden olayları akışına bırakmalıyım. Ancak bu şekilde aşabilirim bu durumu; ama bu da pek kolay değil gibi. Beklemek lazım.

2 yorum:

Sisman ve Basarisiz Kız kim ? dedi ki...

akışına bırakma bence,biraz kurcala :)

Sisman ve Basarisiz Kız kim ? dedi ki...

akışına bırakma bence,biraz kurcala :)