o da beni seviyor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
o da beni seviyor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Noisettes, bak bu lafım sana, iyi dinle lütfen.


Sevgili Noisettes,

Size duyduğum sevgi bambaşka, çok başka. Süpersonik, hipermetrik, interaktif; çok acayip bir şey yani anlayacağın...

Tanışıklığımızın sadece birkaç günle sınırlı olmasının bence bir önemi yok. Sizce de olmasın bence. Hem biliyorum siz orada (Londra) ben burada (Manisa) olmuyor tabii; ama neden olmasın yani dimi? Bence önemli olan gönüllerin bir olması. Hem iki gönül bir olunca samanlık seyran oluyor, bir de dört gönlün bir olduğunu düşünsenize... Ben düşündüm, gayet de güzel şeyler olur yani bence.

Hem bu yaz bir ara oraya da uğruyorum. Gelirim size, bi' çay koyarsınız hep beraber içeriz. İngiliz usulü de olabilir yani sorun değil. Sütlü çaya hiç bi' zaman sıcak bakmadım; ama ne olacak canım? Farklı şeyler denemiş oluruz hem... Olmadı ben yanımda kahve getiririm, Türk kahvesi yaparım size. Misafir sayılmam ki ben canım, hallederim yani problem değil. Elime mi yapışacak sanki?

Yalnız Leicester konserinizin 15 ağustos'ta olmasına çok üzüldüm, çok kırıldım. Ama sonra "yazık, onların bi' suçu yok. festival programı böyleymiş. yoksa onlar da istemezler mi ki konseri beş gün önce yapalım da amélie de gelsin bizi canlı canlı dinlesin." dedim ve sizi affettim. Zaten çok hümanist biriyimdir. Hala seviyorum yani sizi, hadi yine iyisiniz.

Bir de ufak bir ricam var sizden. Lütfen Shingai biraz daha oturaklı bir kız olsun. Atlıyor, zıplıyor, amuda kalkıyor, davulun üzerine çıkıyor filan. Anlıyorum daha genç, kanı kaynıyor, yerinde duramıyor; ama düşecek kolunu bacağını kıracak diye korkuyorum. Hanım hanımcık söylesin biraz da şarkılarını... Hem biz büyüklerimizden böyle gördük.

Neyse... Şimdi siz yeni albüm, klip çekimleri, konserler filan derken baya yoğunsunuzdur. Daha fazla meşgul etmeyeyim o zaman ben sizi. Yine yazarım ben size. Kendinize iyi bakın.

Sevgilerimle,


Amélie Poulain.


26 Kasım 2008 Çarşamba

Coğrafyacı der ki: Asistan hanım, bi' bakar mısınız?




Coğrafyacıyı çok seviyorum lan ben! Evet, aslında öğretici yönü pek iyi değil; ama çok kafa bir adam be! Her ne kadar benimle çok uğraşsa da, seviyor beni ondan uğraşıyor biliyorum (hemen gelin-güvey oldum yalnız, ama yok yok hissediyorum katiyyen seviyor =P). Mesela onunla iyi anlaşabilmek için o sana laf soktuğunda sen ona daha beterini söyeleyeceksin ki, o artık üstüne bir şey diyemesin. O zaman çok iyi bir ilişkiniz oluyor mesela. Hoşlanıyor bu tip hazırcevaplıklardan.


Sonra bir de bu adam bana asistanım diyor hep. Kitap okumayı ve en abidik-gubidik konuları bile araştırmayı sevdiğimden genel kültürüm vasatın üstündedir en azından. O yüzden bir konuyu birine soracak oldu mu bana sorar, fikrimi alır filan. Sonra benim karşımdaki kim olursa olsun hatasını düzeltmeden duramama gibi bir huyum var. Bunu karşımdakini küçük düşürmek için yapmıyorum hiç, ya da kendini beğenmişlik olsun diye. Ama ne yapayım mizacım böyle, tutamıyorum kendimi. Pat diye atlıyorum ortaya, "hayır o öyle değil" diye. Bu adama da aynısını yapıyorum, hatalarını düzeltiyorum filan. Ondan kaynaklanıyor biraz da. "Asistanım", "Asistan Hanım" diye seslenir sık sık.


Bir de bu adam çok güzel laf soktuğundan, gıcık olduğum kişilere laf soktuğunda müthiş bir haz alıyorum. Sevgim tavan yapıyor birden. Ama belli etmiyorum, şımarmasın diye.


Ve tabii ki kafa bir adam olduğundan dersleri çok eğlenceli geçiyor(gerçi ders demeye bin şahit ister ama), kendiliğinden kaynıyor. Hiç çaba göstermenize gerek kalmıyor. Hoş be! Boş ders gibi bir şey oluyor bildiğin. Ama boş derste bu kadar gülmez insan, öyle de bir durum var tabii.