
Lan benim kadar eşyalarını hor kullanan biri daha var mıdır acaba? (kitaplarımı tenzih ederim. onlar benim gözbebeklerim, miniminnaklarım, agucukgugucuk bikbikbik...) Her şeyimi rezil ediyorum be! Mesela hayatımda ayakkabı silmek gibi kavram yer etmedi henüz. Nasıl olsa yağmur yıkıyor canııım. Sonra telefonum yerle siyam ikizi olmak üzere. O kadar çok düşüyor, o kadar çok parçalarına ayrılıyor ki; bazen hiç yerden kaldırmıyorum bir daha düşmesin diye. Tokalarıma öyle bir saçarım ki etrafa, bulmam mümkün değil hele de tel tokalarımı. Annem temizlik yaparken bulup bulup koymasa toka çekmeceme, tokalarımın bir karadelik tarafından yutulduğunu düşüneceğim. Tabii haliyle ahenkle dans edeyim derken kendini kaybeden, yola gelmez saçlarımı da hale yola koyamayacağım.
Bu acınası eşyalarımdan biri de mp4'lerim. Müzik diye deliriyorum, onsuz yapamıyorum; ama şu mp4'lere işkence çektiriyorum ya resmen, yuh bana. Öküz ben! Mesela geceleri müzikle uyuduğumdan sabaha kadar aletin çekmediği şey kalmıyor. Altımda mı ezilmiyor, yatağın aralarına mı sıkışmıyor, dayanamayıp intihar mı etmiyor... Ama öcünü de beni kulaklıklarla boğmaya çalışarak alıyor. Çünkü bazen kulaklığı boynumu 3 tur çevirmiş halde buluyorum. Dedim ya aletler benden dertli, dün gece şu an kullandığım da dayamadı. 1.5 yıl içinde 3. mp4'ümü de bozuyordum az kalsın; ama galiba yaşayacak.
Dün yattım yatağa, açayım dedim. Bastım tuşuna; kum saati beliriyor ekranda(açılırken bir süre kum saati oluyor, ondan sonra ana menü geliyor benimkinde), bir süre sonra da kapanıyor tekrar. 5138 kez tekrarladım; ama yok bir türlü açamadım. Sonra bilgisayara bağladım ve açtım, düzeldi. Sonra bugün ödev yaparken dinliyordum, şarjı bitti, şarjettim. Bu sefer hiç açılmadı. Tekrar bağlayınca bilgisayara, çalışmaya başladı. Ne manyak bi' mp4'tür bu kardeşim! Bana boyuna stres yaşatıyor yaaa... Aklım gidiyor bozulacak diye; çünkü bu kardeşimin mp4'ü (o kadar sık bozunca onunkine dadandım). O pek müzik dinlemiyor diye, onunkini kullanıyorum bir süredir -her ne kadar o izin vermese de. Eğer bozulursa mızmızlanacak bir sürü. Dertsiz başıma dert alacağım yok yere.
Bak kaprisli kabak (aletin ismi oluyor bu) lütfen bozulma. Tamam, bundan sonra sana iyi davranacağım diye söz veremem; ama sen yine de yap bi' güzellik be, hadi hacı be. Yüz göz etme beni kardeşimle; yohsam çipini kanalizasyona atarım. B.k yoluna gitme deyimini bizzat yaşarsın oğa göre!
Hadi seni de öptüm blog. Görüşürük!